Thursday, July 4, 2013

Küçüksu Palace ( Küçüksu Kasrı )


Küçüksu Kasrı veya Göksu Kasrı, İstanbul'un Küçüksu semtinde, Göksu Deresi ile Küçüksu Deresi arasında, Boğaziçi'nde Üsküdar-Beykoz sahilyolu üzerinde yer alan kasır. Sultan Abdülmecit tarafından Nigoğos Balyan'a yaptırılmış, inşaatı 1856 yılında tamamlanmıştır. Eski adı "Göksu Kasrı" olan bu yapı, padişahların, Boğaziçi kıyılarındaki biniş kasırlarından biridir. Kasırlar sadece hünkârların malı sayılan ve sarayların haricinde inşa edilen, köşkten büyük binalardır. Devamlı ikamet için kullanılmayan kasırlar, padişahların dinlenmeleri için vakit geçirdikleri yerdir.


Osmanlı tarihinde Lale Devri adıyla geçen dönem, yeniçeri ayaklanmasıyla kanlı bir şekilde sona erdikten sonra, Kâğıthane'de bulunan saray, köşk, yalı vb. binalar yağmalanıp yıkılmıştır. Bu hareket bir halk ayaklanması niteliğinde olmadığından kısa bir süre sonra her şey eski haline dönmüştür. İşte, böyle bir ortamda tahta çıkan I. Mahmud, Kâğıthane ve civarını imar etme yerine, Boğaziçi kıyılarında dinlenmeyi ve eğlenmeyi tercih etmiştir. Küçüksu, padişahın Boğaz'da en fazla sevdiği semtlerden biri olmuştur. Sadrazam Divitdâr Mehmed Emin Paşa, padişahın bu yöreyi çok sevdiğini farkedince, kendisine bu yörede bir kasır yapılmasını teklif etmiş ve olumlu cevap alınca da, kasrın yapılması için gerekli emirleri vermiştir.


 Mühendis ve şehremini Yusuf Efendi, bir plan hazırlayarak, Küçüksu'da ahşap bir bina inşa etmeye başlamıştır. Kasır, 1751 yılında büyük törenlerle açılmıştır. Kandilli yamaçlarında kuyular kazılmış, terazilerle kasra su getirilmiştir. Getirilen su, kasrın ihtiyacını karşılamakla birlikte, havuz ve sebiller için de kullanılmıştır.


 Sadrazam, kasrın döşeme masraflarını, Kedhüda Bey, Defterdar Efendi, Reis Efendi, Çavuş Başı, Yeniçeri Ağası, Cebeci Başı, Darphâne Nazırı, Gümrükçü ile Buğdan Voyvodası arasında paylaştırmıştır. III. Selim döneminde Küçüksu Kasrı tamamen tamir ettirilmiş, kasrın önüne büyük bir çeşme yapılmıştır. Kasrın diğer bir onarımı da II. Mahmut devrinde olmuştur.


 Küçüksu Kasrı, 17. yüzyıl'dan başlayarak çeşitli kaynaklarda Bağçe-i Göksu adıyla anılan hasbahçenin (bugün Küçüksu Çayırı'nın bulunduğu alan) eşsiz doğal güzellikleriyle ilk olarak Sultan IV. Murat'ın (1623-1640) ilgisini çektiği ve 18. yüzyıl başlarında bu çevrede ilk yapılaşmaların görüldüğü bilinmektedir. Sultan I. Mahmut (1730-1754) döneminde Divittar Mehmed Paşa, bu hasbahçenin deniz kıyısına iki katlı ve ahşap bir saray yaptırmış, bu yapı III. Selim (1789-1807) ve II. Mahmut dönemlerinde onarılarak kullanılmıştır. Sultan Abdülmecit dönemindeyse (1839-1861) padişahın emriyle yıktırılmış ve yerine bugünkü kargir yapı inşa edilmiştir.


 Küçüksu Palace or Küçüksu Pavilion, aka Göksu Pavilion, (Turkish: Küçüksu Kasrı) is a summer palace in Istanbul, Turkey, situated in the Küçüksu neighborhood of Beykoz district on the Asian shore of the Bosphorus between Anadoluhisarı and the Fatih Sultan Mehmet Bridge. The tiny palace was used by Ottoman sultans for short stays during country excursions and hunting.


 The palace was commissioned by Sultan Abd-ul-Mejid I (1823–1861), and designed by the architects Garabet Amira Balyan and his son Nigoğayos Balyan in the neo-baroque style. Completed in 1857, the structure took the place of a two storey timber palace built during the reign of Mahmud I (1696–1754) by his Grand Vizier Divittar Mehmed Pasha, then successively used by Selim III (1761–1808) and Mahmud II (1785–1839).


The building consists of two main stories and a basement on a footprint of 15 x 27 m. Unlike other palace gardens with high walls; its garden is surrounded by cast iron railings with one gate at each of the four sides. The basement was appointed with kitchen, larder, and servant's quarters, with the floors above reflecting the design of a traditional Turkish house - four corner rooms surrounding a central hall. The rooms at the waterfront have two fireplaces while the others have one each, all fashioned from colorful Italian marble. The rooms boast crystal chandeliers from Bohemia, with curtains, furniture upholstery, and carpets woven in Hereke. The halls and the rooms exhibit paintings and arts objects; Sechan, stage designer at Vienna State Opera, was charged for the decoration of the interior.


During the reign of Sultan Abd-ul-Aziz (1830–1876), more elaborate decoration was added to the façade; some of the original garden outbuildings were demolished at that time. In the beginning of the Republican era, the site was used as a state guesthouse for some years. Since a thorough restoration in 1944, the palace has been open to the public as a museum. 


Origin Wikipedia...

Post a Comment

Whatsapp Button works on Mobile Device only

Start typing and press Enter to search